avcinin biri, başına gelenleri anlatıyormuş :
-Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?
Çifteyi doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi
başladım kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.
Bir ara ayının sıcacık nefesini ensemde hissettim.
O kadar yaklaşmıştı
Derken Ayının ayağı kaydı, yere düştü...
Fırsat bu fırsat, tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı,
kalktı, bana yetişti.Yine nefesi ensemde...
Pençesini uzatsa omuzumdan yakalayacak.Allahtan tam o sırada
yine Ayının ayağı kaydı, yere düştü.Talih bana gülüyor!
Hızımı arttırabildiğim kadar arttırdım, yeniden arayı
beşyüz metre kadar açtım.Tanrı sizi inandırsın arkadaşlar,
Ayı yine bana yetişti.Yine nefesi ensemde...şansa bakın...
Ayının tekrar ayağı kayıp yere düşmez mi?
Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış :
-Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç defa
nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi,
ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
-Lafı karıştırma yahu! Ayı üç kez neyin üstüne bastı da
ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun?