Bir Bayram daha geride bırakıldı, bir kez daha buluştu uzakta olan yürekler, canlar, cananlar ve bir kez daha elveda dedi buluşmak üzere ayrılan eller.
Bu kez kimileri için erken başladı yolculuk, ta pazartesiden kendimizi attık Devrek Pazarına, Denizli'den on üç kişilik bir grup hep birlikte sonlandırdı yolculuğunu, İstanbul, Bursa, Trabzon, Artvin, Elazığ, Nevşehir derken sayı onlarcayı buldu. O kalablık arasında dokunmasa da eller gözler merhaba dedi herkese, hoşgeldiniz dedi, hoşbulduk der gibi baktı buğulu gözler. Eller öpülmeye başlandı günler öncesinden, e kolay değildi tabi Ramazan Bayram'ında gelemeyenler, özlenenler, özletenler.
Derken arife günü geldi çattı, kalabalık arttı, Devrek, Devrek'e sığmaz oldu, şekerler alındı, tatlılar, lokumlar, zaten hazırdır- ki aylar öncesinden Kurbanlıklar. Bu defa doldu geldi dolmuşlar Alparslan Köyü'ne, bir gittiler, onlarla geldiler, İstanbul'dan Bursa'dan otobüslerle geldiler hep birlikte, bir kapıdan diğer kapıya. Hava soğuktu, kar yağmıştı ama içimizi soğutmaya yetmedi gücü, hasretin sıcaklığı dinmedi hiç.
Zaman ilerledi ikindi ezanı yankılanır oldu her yerde, kalabalıklar ilk olarak camilere aktı arından yitirilen sevdiklerimize, ana, baba, eş, çocuk, amca, teyzelere, dualar edildi, eskiler bir kez daha hatırlandı.
An geldi eller titredi, soğuğun etkisi miydi bu titreme yoksa yüreklerden dolup taşan hasretin, sevginin, hemen yanıbaşımızda yatan bizim orda olduğumuzu hissettiklerini bildiğimiz yakınlarımızın aramızda olamayışı mıydı? Yürekler titredi, gözler buğlandı, edilen duaların sonrasında her mezar ayrıca ziyaret edildi. Eski günler anıldı, eskiler, özlemler, özlenenler, keşke dendi, keşke onlar da olsa, gözlerden süzülen damlalar dudaklara değdi, hissedilen bir damla göz yaşının acı tadından çok daha fazlasıydı kuşkusuz, bir dokunuş olsa diye düşünüldü, bir kez daha sarılsak bir kez daha görsek...
Kim bilir gelecek Bayramlar düşünüldü, belki biz, belki de .... Kim bilirdi ki, sıra ile değil bu...
O an belki kimi pişmanlıklar yaşandı, olmasalar, yaşanmasalar düşünüldü tek tek, umarsızca dudaklardan dökülen istenmeyen sözlere lanet edildi, bu hırsın, bu anlamsılığın bir sonu olmadığı anlaşıldı belki de. Herşeyin bir sonu varsa eğer bu kadar kötülük neden diye düşünüldü, bir cevap bulunamadı...
Soğuk bir Bayram sabahı yaşadık bu defa içimizdeki sıcaklık bizlere yetti, kılınan Bayram Namazı, camii avlusundaki bayramlaşma ve ardından gelen kurban kesme teleşı...Çok şükür bu sene de bir aksilik yaşanmadan kesildi Kurbanlar, ilk gün zor oldu öğleye yetiştirmek herşeyi ama yine başardık, yine başardılar. Gelenlere sınırsız ikramlar yapıldı, çeşit çeşit yemekler, sarmalar, lokumlar, şekerler...Şeker tadında sohbetler edildi, şakalar yapıldı, aramızda olmayanlar, gelemeyenler hatırlandı.
İkinci ve üçüncü gün gezmeker, ziyaretler devam etti. Yollarımız sayesinde bu defa üstümüz başımız batmdı hiç, çamur sıçramadı etrafa...
Son gün yine bir buruktu sanki, yine işte bir bayram daha geçti ifadesi belki yeniden başlayacak hasretiz, ayrılışın ilk belirtileriydi, kimi üçüncü gün düştü yollara kimi pazar günü, arabalar hiç durmadı, otobüsler doldu taştı diyar diyar yolculuk için...
Ve yine son sözümüz oldu; Bir sonraki Bayramda Görüşmek üzere!...
Her günümüz Bayram Güzelliğinde olsun isteriz hepimiz.Ancak unutmamak gerekir ki bu biraz da bizlerin elindedir. İlk olarak büyüklerimize sesleniyoruz yeter artık bu kırgınlıklar, dargınlıklar, kavgalar, küsgünlükler...Hayat bunun için çok kısa, hepimiz bir yerde olalım, bir olalım ve artık lütfen bu dünyevi şeylere olan aşırı düşkünlüklerimizden bir an önce kurtulalım...